Ramazan, yalnızca açlık ve susuzlukla sınanan bedenin değil, sabırla arınan ruhun da mevsimidir. Gök kubbede asılı hilalin müjdesiyle başlayan bu kutlu yolculuk, gün doğumuyla sabrı, gün batımıyla şükrü öğretir insana.
Oruçla Otuz Gün, Ramazan’ın her bir gününe bir pencere açıyor. Sahurun sessiz çağrısından iftarın huzuruna, teravihin secdeye dönüşen nefesinden Kadir Gecesi’nin ilahi esintisine kadar, bu mübarek ayın manevi ikliminde bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) sünnetiyle şekillenen oruç ibadeti, kitabın sayfalarında bir teslimiyet ve derinlik hikayesine dönüşüyor.
Zamanın içinde saklı duran, fakat gönüllerde hep yankılanan bir çağrıdır Ramazan. Onun kapısından içeri adım atan herkes, kendini yeniden bulmak için yola çıkar. Oruçla Otuz Gün, bu yolculuğa ışık tutuyor; gönülleri sükûnetle, zihinleri hikmetle, duaları umutla dolduruyor.
Bir hilalin ardından başlayan bu kutsal mevsimi, en derin anlamıyla idrak etmek isteyenler için…