Yola çıkarken Rabbimden bu yolculuğu kolaylaştırmasını istemiştim. Şu an bu duamın kabul olduğunu müşahede ediyorum. Uçuşların çoğu Cidde’ye yapılıyor, biz Medine’ye ineceğiz. Bu 5–6 saatlik otobüs yolculuğunu yapmamak demek. Böylece Medine’ye vardığımızda dinç olacağız. Bedenimin rahatlığı ruhumu serbest bırakıyor, tefekkür etme imkânı buluyorum.
Bu kalkışın inişi Medine, Allah Resulünün evi. Sabah namazında Mescidi Nebevi’de olacağız. Yatsı namazını Eyyüb el Ensari’nin yanında kılmıştık, sabah namazını Allah Resulünün yanında kılacağız. Belki nasip olurda cennet bahçesinde kılarız namazımızı, inşaallah.
Allah Resulü Muhammed aleyhisselamın misafiri olmaya gidiyorum. Biliyorum misafirliğe eli boş gidilmez. Küçükte olsa bir hediye götürülür. Ama ben aczimi ve ümmetinin selamını götürüyorum.
Ya Resûlullah, Sana hakkı ile ümmet olmadım, sünneti seniyyene uyamadım. Yüzüm yok ama başkada gidecek kapım yok. Hani sahabelerin bir günah işledikleri zaman sana koşup “ben yandım ya Resûlullah” diyorlardı ya işte ben de yandım, birçok günah işledim. Şimdi ferman sende ya Resûlullah. Boynum kıldan ince sana geliyorum. İster kes, ister… Ama ne olur beni ümmetin olmaktan ayırma.
Allah’ım bu yolculukta Resulüne tam bir teslimiyetle bağlanmayı ve O’nun sünnetine uymayı nasip et. Sen her şeye kadirsin Allah’ım.
17 Aralık 2006 / Gökyüzü