Artık Mekke’deyiz. Valizleri otele bıraktığımız gibi grubu beklemeden çıkıyoruz. Bir an önce kavuşmak, Rabbin evine misafir olmak istiyoruz.
Vakit öğle namazı vakti, kerahat vakti girmiş, mahşeri bir kalabalık var. Zemin kat dolmuş oraya almıyorlar. Üst kata çıkıyoruz ama çok gerilerdeyiz, Kâbe’yi göremiyoruz. Gönlümüz Kâbe’de, bedenimiz gerilerde.
Öğle namazını edâ eder etmez hızla zemin kata iniyoruz. Ve işte, Allah’ın beyti orada, karşımızda, şimdi dua zamanı.
Ve duam:
Allah’ım hamdolsun sana, beni beytine bir kez daha getirdin. Şükürler olsun Allah’ım.
Allah’ım bana salih bir kul olmayı nasip eyle. Ellerini açıp sana dua eden ve duaları kabul olan bir kul eyle.
Allah’ım gönlü burada olan kullarına buraya gelmeyi nasip eyle.
Allah’ım bu kutsal mekanlarda kaldığım süreyi senin rızana en uygun şekilde geçirmeyi nasip eyle.
Amin.
26 Aralık 2006 / Mekke