Kundura giydiğimiz yıllardı. Taşlı sokaklar kunduranın kauçuk topuğunu eskitmesin diye pençe çakılırdı. Pençeli kunduralarımızın çıkardığı ses lisenin koridorlarında yankılanırdı. Serde gençlik günleri, kunduraları Kenter’e boyattığımız günler.
Yollarımız taşlı topraklı, yazımız sıcak kışımız ayazlı. Ömür törpüsü yazı tozlu, kışı çamurlu yollar.
Ayakkabımıza baktığımız ama üstümüze başımıza pek bakmadığımız, bakamadığımız lise günleri, hava soğuduğunda üşümemek için ceketin yakasını kaldırır, kaban, palto nedir bilmezdik.
Nihayet liseyi bitirmiş, üniversite öğretimim için havası soğuk insanı sıcak şehre sırtımda liseden kalma ceketim ile yola çıkmıştım. Üniversiteye kaydımı yaptırdığımda, gurbet elde bir lokma bir hırka yeni bir hayata başladım.
Mutluydum, ta ki ilk kar taneleri şehrin soğuk asfaltı ile buluşana kadar.
O güne kadar yılın ilk karı bana heyecan verir, içimi tuhaf bir mutluluk kaplardı. O gün kar taneleri ilk defa içimi üşütecekti.
Dağın eteğine kurulmuş üniversiteden şehre doğru inerken kar taneleri yeryüzüne merhaba diyordu. Ötelerden gelen bu rahmetin altında huzur ile ceketimin yakasını kaldırdım, kitaplarım ıslanmasın diye koltuğumun altına sıkıştırıp kaldığım öğrenci evinin yolunu tuttum. Yolda karşılaştığım bir arkadaşım ile yağan kar altında bir süre sohbet ettik. Sonra içimi delip geçen, bana üşüdüğümü hatırlatan o soruyu sordu.
Üşümüyor musun, kabanın palton yok mu?
O an o soru ile üşüdüm, hava buz kesti, hayat durgunlaştı. O ana kadar sıcak sıcak yağan kar taneleri soğuk su olup üzerime düşmeye başladı. Yüreğimde üşüdü, dudaklarım da. Gözüm doldu, gönlüm dondu!
Yo, üşümüyorum, dedim titrek bir ses ile.
Kaban ne idi palto ne idi? Üşümek de ne idi?
Memleketimin ayazına rağmen liseyi bu ceketle bitirmiş, üniversiteyi de yine bu ceketle bitirecektim, nerden çıktı ki bu kaban meselesi?
Arkadaşımdan ayrılıp kalan yolumu, öğrenci evine doğru o dik rampayı yürümeye başladım. Her şey bir soru ile nasıl değişmişti. Soğuk havaları yıllarca göğüsleyen bedenimin ‘üşümüyor musun’ sözü ile direnci kırılmış, tüm hücrelerim buz kesmişti.
İşte artık ne zaman kar yağsa o günü hatırlarım.
İçimi bir daha üşüme kaplar, soğuğu iliklerimde hissederim 🙁