Bayram demek; yol demek, hasrete son demek, kavuşmak demek sevdiklerine.
Bayram; vatana, ana yurduna, anaya babaya özlemin sona erdiği, muhabbetin doruğa ulaştığı anın adıdır.
Bayram; gidilemeyene gitme, gelemeyenin gelme, küskünlerin barışma vesilesidir.
Bayram demek; çalınmayan kapıyı çalmak, dost ziyareti demektir.
Bayram mutluluğun adıdır 🙂
Ramazan bayramı güzel, kurban bayramı ise daha bir başka güzeldir. Ramazan’da nefsimizi açlık imtihanından başarı ile çıkararak mükâfat olarak bayramı alırken, Kurban’da akıttığımız kanlar ile Rabbimizden af dileriz. Her iki bayramdan da Rabbimize kulluğumuzu hatırlar, verdiği iman nimeti için şükrederiz. Şükredebilmek, şükrün farkında olmak insana ayrı bir huzur verir. Teşekkür eden hep huzur bulmuştur.
İşte bir huzurlu gün, Kurban bayramının son günü, üç yüz kilometrelik bir yoldan sonra havası soğuk insanı sıcak şehre ikindi vakti giriyoruz. Evimizdeyiz. Valizlerimizi ve anayurdumuzdan getirdiğimiz erzakları yerleştirdikten sonra apartmandaki komşularla bayramlaşmaya çıkıyoruz. Apartmanımız on beş daireli. En genç aile biziz, dolayısıyla bayramlaşma için bizim gitmemiz düşer. Bir bir komşuları dolaşıyoruz, her komşuda ayrı bir izzet ikram.
Havası soğuk insanı sıcak şehrin bayramlaşması bizim oralardan biraz farklı. Bizde gelen misafire ilk olarak şeker kolonya tutarlar, bunlar giderken tutuyorlar. Hikmetini sorduğunda; gelir gelmez şeker kolonyayı tutmak kalk git demek olurmuş. Bizde bayramlarda tatlı ve bir içecek ikram edilir, bunlarda sofra kuruyorlar. Bildiğimiz sofra, Kurban bayramı olması hasebi ile kavurma mutlaka her evde var. Yoldan da gelmişiz, açız, her evde bir miktar yiyerek akşam yemeği ihtiyacımızı gördük, elhamdülillah.
Tüm komşularımızı gezdik, bayramlaştık, muhabbet ettik, evimize döndük. Yol yorgunluğu da var hemen istirahat düşünüyoruz. Pijamaları giydim, şöyle bir uzun oturdum oturmadım, zil çaldı. Saat yirmi ikiyi geçmiş, kim ola ki bu saatte? Kapının dürbününden baktım, biraz önce ziyaret ettiğim komşum, eşi de yanında, hayrola!
Üzerimi tekrar değiştirip, komşuyu içeri buyur ettim, salona geçtik. Hoş beş, konuşuyoruz ama ben niye geldiklerini anlamaya çalışıyorum. Biraz önce kendi evlerinde bayramlaşmıştık, herhalde bir istekleri var diye düşünüyorum. Ama öyle değilmiş. Şehrin âdeti bayramlaşmada iadeyi ziyaretmiş. Çok şaşırdım! Büyük küçük demeden iadeyi ziyaret, hem de aynı günde, aynı bayramda.
Aslında bu iadeyi ziyareti düşündüğümüzde çok hikmetler bulabiliriz.
Benim için en önemlisi bana değer verip gelmeleri, hanemi şenlendirmeleri, bereketlendirmeleri.
Teşekkürler havası soğuk insanı sıcak şehir.
Bu vesile ile hayırlı bayramlar efendim.
Bayramınızın çocukluğunuzdaki mutluluktaki gibi geçmesi temennisiyle…