Rivayet edildiğine göre, Hasan Basrî’ye komşuluğun hududundan sorulmuş, O da:
“Ön tarafından kırk ev, arka tarafından kırk ev, sağ tarafından kırk ev ve sol tarafından kırk evdir” dedi.
Ebû Hureyre’nin şöyle dediği işitilmiştir:
“Yakındaki komşu bırakılıp uzaktakinden başlanılmaz. Uzaktaki komşudan önce yakındaki komşudan başlanır.”
Komşuluğun sınırının tarif edilmesindeki maksat; kişinin ulaşabileceği, ilgilenilebileceği komşuları belirlemektir. Bu da örfe ve çağa göre değişebilmektedir. Bugünün apartman yaşantısını düşündüğümüzde bunu daha iyi anlarız. Bugünün sınırı ya apartmanın ya da sitendir desek pek yanılmış olmayız. Tabi ki bu şehir yaşantısı içindir. Köy ve mahalle yaşantısını devam ettiren bölgelerimizde farklıdır.